12 Haziran 2015 Cuma

Yunanistan'a Bedel Yarımada Datça, Temizlik ve Özer Türk

Türk turizminin profesyonel öncüsü Muğla eski valisi Özer Türk'ün sık sık tekrar ettiği ''Datça gerçeği', gelişen yıllar içinde kendini daha iyi göstermeye başladı.

1970'li yılları anımsıyorum. Merkeze o zamanki uzaklığı 140 km.'yi bulan Datça yolunda kervan geçmez, kuş uçmazdı. Muğla turizminin cazibe merkezlerini keşfetme ustalığını çoktan yakalamış olan vali Özer Türk, bu yolun gelecekte nice kervanların geçeceği ve uçakların buralara kalabalık insanlar bırakacağı bir yol olacağı inancından asla vazgeçmedi.

Datça'nın bol oksijenli havasına, yeryüzünün birkaç noktasında rastlanabileceğini söylerdi rahmetli. Yarımada mahsulü meyve ve sebzelerin tadına doyum olmayan lezzete sahip oluşlarını yarımadanın benzersiz güzelliğe sahip iklimine bağlardı. Özellikle Beççe topraklarında ekilen her türlü meyve ve sebzenin "ast" yetiştiğine dikkat çeker, çağla bademi tipik örnek olarak gösterirdi. Güneyi Akdeniz, kuzeyi Ege sularıyla çevrili yanmada koylarının dünyanın en lezzetli deniz ürünleriyle dolu olduğu görüşündeydi. Yanmadanın bu farklı özelliğini tarih boyunca gören ve değerlendiren insanlığın, Knidos gibi bir uygarlık merkezini Datça’ya evrensel bir anıt olarak diktiğine inanırdı. Büyük hülyasının Muğla'daki tezahürü olan Ak-Tur'u insanlığın emrine sunmaya çalışırken, yarımadanın bu özelliklerinin Yunanistan ülkesine başlı başına bedel özellikler olduğunu üstüne basa basa vurgulardı.

Büyük turizm taşanlarıyla Türkiye’nin gündemine oturan vali Özer Türk'ün insana heyecan veren projeleri her kesimden kişinin ve kurumun dikkatini kısa sürede olanca büyüklüğüyle çekti.

Bu dikkatli insanların başında Abdi İpekçi gelir.

Milliyet Gazetesinin Genel Yayın Müdürü ve başyazarı Abdi İpekçi. Vali Özer Türk'ün nefsinde birleşmiş olan üstün yetenekleri görmenin ve bu yetenekleri insanlığa duyurmanın bir gazetecilik borcu olduğunu söylerdi. Kendisiyle yapmış olduğu uzun röportajların lezzeti hala damaklardadır. Bu röportajlarında okurlarına tanıttığı özer Türk. Abdi İpekçi’nin ifadesiyle, hülyaları kadar geniş bir bilgi birikimine ve tasavvurlarının ufuklarında büyüyen parlak bir turizm misyonuna sahipti. Ona "şansölye" lakabım takan Batının da Özer Türk'te gördüğü yetenekler bu hülyaların beslediği ve bu tasavvurların büyüttüğü yeteneklerdi aslında.


Yurdun ve dünyanın sayılı devlet adamlarından, kuruluşlarından, gazetecilerinden, politikacılarından hep aynı yüksek notu almayı becermiş olan Özer Türk, öncülüğünü yaptığı Datça Ak-Tur'la, yarımadanın Yunanistan'a yaklaşan turizm potansiyelinin fitilini ateşleyen büyük yöneticidir.

Bugün Datça yolu onun vurduğu ilk kazmanın ardı sıra helikopterlerin inip kalkabileceği koşullara ulaşmış bulunmakta.

Yine onun başlattığı Körnıcn Yat Limanı Bodrum Datça seferlerini yapan feribotların ve teknelerin döviz akıttıkları bir giriş kapısı durumunda.

Onun uyandırmağa başladığı Knidos uygarlığının antik temelleri ve kaynakları bugün Datça Kaymakamlığının uygulamakta olduğu büyük projelerin başına geçmiş bulunmakla.

I Nazi'nin, Bağlar yüzü'nün,

I UkandlTin. Cumalı'nın, Çeşme'nin. . Yaka'nın. Palamuthükü'nün. Mesudiye ] Havıibükü'nün ve Sındı. Mersincik. Örcncik'in Şubat aymda bile sararmayan sebze bahçelerinden iç pazarlara sevk edilen ürünleri, nerdeyse dış pazarlara ulaşmanın tatlı sancılarım çekmeye başladı.

Tuhfe/adeyk* Girit'ten. Ömer Ihsan Beyle Saraybosna'dan gelen Avrupa havası ve uygarlık düşüncesiyle daha geçtiğimiz yüzyıllarda aydınlanmaya başlayan Datça inşanı Özer Türk'ün Yanmadaya gelinliği ve örnekleri giderek çoğalmaya başlayan turizm örgütlenmesiyle i I i m i 7 sosyal aydınlığının ve kültürel ışıltılarının ön saflarına geçmeye başladı. Ülkenin önemli yazarlarının, çizerlerinin, şairlerinin, gazetecilerinin, bilim adamlarının giderek Datça'ya doğru hı/lanınalan ve katan yaşamlarını Datça Y arı m adasında geçirme kararına varmalarıyla yarımada bugün, ulaşılması zor olan bir kültürel aydınlanmanın da şemsiyesi altına girmiş bulunmakta.

Yunanistan'ı gördük. Antik ve Arkaik düşünceye bıraktığı bilge insanlardan ve onların yaşadığı, konuştuğu, felsefe yaptığı agoralardan başka büyük zenginliği yok. Uçsuz bucaksız kayalıkların ve sararmış ovaların resmi halinde gözümüze giren Yunanistan'ı. Datça, doğal kaynakları, coğrafi güzellikleri, büyük ormanları ve tek başına Knidos Uygarlığıyla sarsmaya hazır. Büyük vali Özer Türk'ün hülyasını ve tasavvurunu daha engin boyutlara çekecek girişimcilerin projeleriyle Datça, ilimizin ve insanlığın huzur içinde yaşamını sürdüreceği bir önasya karası. Tanrının bile uzun yaşamasını islediği insanları Datça Yarımadasında yarattığı ve koruduğu düşünülürse, antik çağın bu köklü inancı egemenliğini günümüzde niçin yaşatmasın?

Bu yarımadanın üstünde hele özer Türk gibi yaratıcı ve yapıcı bir valinin izleri ve eserleri varsa!?

Büyük vali Özer Türk'ün bize öğrettiği turizm gerçeklerinden biri şuydu: "Turizm tuvaletle başlar”
Temizliğin ve çevre bilincinin turizmde bu ifadeden değerli bir başka ifadesi bulunamaz. Kendisine Belçika Kralından ve İspanya Kralından verilmiş olan "Turizm Şansölyeliği" payesinin boşa verilen paye olmadığını yanında çalıştığım yıllar içinde çok iyi anladım.

Kuşadası'nda kurduğu Kuş-Tur, Balıkesir Burhaniye'de kurduğu Ar-Tur’un ardı sıra Muğla'da kurduğu Ak-Tur yaşamının en büyük projesiydi. 2000 yataklı Datça Sitesiyle 750 yataklı Bodrum Sitesini kurma çalışmalarını başlatırken üstünde durduğu ve gerçekleştirdiği ilk altyapı sistemi, arıtma sistemiydi. Sitelerin gerisindeki tepelere pompalanan alık su ve pis katilar, buralardaki istasyonlardan derin deşarj sistemiyle alınıyor ve denizin altına indiriliyordu. Kimyasal çözüme uğrayan ve mikroplarından dezenfekte edilen atıkların bir kilometre uzatılan denizaltı borularıyla açık denizlere ulaşmasını keyifle izleyen Özer Türk, yanında toplanan yardımcılarına ve teknik kurula turizmin amentüsii olarak bilinen deyimini keyifle tekrarlamağa başlardı: “Turizm tuvaletle başlar”.

İşlerim ve görevim nedeniyle çıktığım uzun yurt gezilerinde verilen konaklamalarda ve kaldığım kentlerde ilk anımsadığım söz rahmetli Vali Özer Türk'ün bu sözüdür. Uzun yolculukların ana dinlenme tesislerinde meydana getirilen genel tuvaletlerin Özer Türk'ü doğrular şekilde yurt geneline yayılmış olması insana ayrı mutluluk veriyor. Bazı tuvaletlere verilen ödüllerin gerisindeki sahipler, ülke genelinde - başlatılan çevre ve temizlik bilincinin belli başlı kurumlan. Bu tür kurumların yıldan yıla artan işlevlerinden ülke turizminin kazançlar sağladığı hiç şüphesiz.

Yunanistan'a bedel yarımada Datça, bugün üstünde yükselen büyük turizm üniteleriyle ülkenin en çok ziyaretçi çeken kentlerinin başında geliyor.

Adı bugün Datça'da bir caddeye verilen ve kurduğu Ak-Tur Sitesinin liim mahallelerinde hala yaşıyormuşçasına adı anılan, hatırı sorulan Özer Türk, Türkiye'nin de adından sıkça söz etliği Turizm Monitörü.

Turizmin evrensel değerdeki ana öğelerini çok yıllar önce yerinde gören ve bu ana öğelerin Türkiye'deki başlıca kuruluşlarını ilimizde gerçekleştiren Vali Özer Türk'ün temizliğe olan tutkusu ve bu tutkusunun en büyük payını işgal eden temiz tuvaletler,, ülkemizin sektörel damarlarından biri durumuna gelmiş bulunmakta. Temiz tuvaletler için kurulmuş olan özel derneklerin ödüllü yarışmaları tüm Anadolu'nun ana turizm noktalarında kabul görmüş ve paylaşılmış bulunmakla. Petrol şirketlerinin tümü Anadolu’ya yayılmış olan bağlı istasyonlarının ödüllü yarışmalara katılmasını teşvik eder hale gelmiş. Yurdun her yerinde, özellikle Doğu'ya uzandıkça ilginizi biraz hayret, çokça sevinçle çekmeye başlayan temiz genel tuvaletlerin turisti ne kadar cezbettiği ve turiste ııc kadar güzel anılar yaşattığı, eski deyimle “izahtan vareste” dir.

Temelinde çağdaş yönetici ve büyük turizmci Vali Özer Türk'ün bulunduğu ilimiz turizmi eğer bugün Türk ve dünya insanının altında gururla dolaştığı sayısız mavi bayrağa sahipse, bu bayrakların sayısı her yıl giderek çoğalıyorsa, Yunanistan'a bedel saydığı Datça'yı Türk ve Muğla turizminin gözbebeği yapan Vali Özer Türk, bu öncülüğün ve onurun sahibi olarak sonsuza dek yaşayacak.

Uzun yaşamın sırrını bütün çağlar, antik ve semavi bütün dinler temizliğe bağlamış. Uzun deneyimleriyle, uzak görüşleriyle,- engin sezgileriyle adını uzun yaşayanların dizisine dizdiren rahmetli Özer Türk, yalnız Yunanistan'a bedel Datça'da değil, dünyaya bedel Muğla'da ebedi uykusunu uyurken, adı mutlaka temizlikle dile getirilen tüm oluşumların, gelişimlerin, atılıınların hemen daima önünde. Işıklar içinde yatsın.

Cttal Türken
Muğla Gazeteciler Cemiyeti Başkanı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder